11 Ağustos 2015 Salı

Daha Ucuz Alışveriş


Normalde hiç huyum olmadığı halde bu aralar biraz kredi kartına fazla dadandım. Nakit alamadığımdan değil, gerçekten lazım olan şeyleri internette daha ucuza ve kampanyalı bulabildiğimden.

Geçenlerde yine böyle bir araştırma içindeydim. Arabam için periyodik bakımda lazım olacak ürünlere bakarken, birçok kişinin bildiği ve alışveriş yaptığı siteleri ziyaret ettim. Alman ekolünü sevdiğimden ve kalitesine güvendiğimden filtre olarak Bosch marka ürünleri tercih ederim. Bir satıcı Bosch marka filtre seti hazırlamış ve internetten satışa sunmuş. Hava filtresi, polen filtresi, yakıt filtresi ve yağ filtresi. Bunların yanı sıra Bosch marka ön ve arka balatalar ve disk takımlarına da ihtiyacım vardı. Toplama bakınca 600 TL'lik bir ödeme yapmam gerektiğini gördüm.

Hepsi orijinal Bosch marka. Beğendim ve hemen almak istedim. Ürünleri sepetime attım, adresimi girdim, kredi kartı bilgilerimi girdim, 100 TL üzeri alışveriş için geçerli kuponumu kullandım ve tam ödemeyi yap tuşuna basacakken karşıma "Mesafeli Satış Sözleşmesi" çıktı.

Bugüne kadar bu ve buna benzer sözleşmelerin hiçbirini okumamıştım. Kırdım şeytanın bacağını okudum. Alıcının (yani benim) ve satıcının isimleri, adresleri, telefon numaraları ve benzeri tüm detaylar karşımdaydı. Satış yapan site bünyesinde birçok mağaza ya da satıcıyı barındırdığı için ve tüm bu kişilerden komisyon kestiği için aklıma bir fikir geldi. Neden boşu boşuna bu siteye komisyon vereyim dedim ve ”Mesafeli Satış Sözleşmesi’nde” yer alan satıcı telefonunu bulup sarıldım telefona.

Alo, alo, merhaba faslından sonra derdimi anlattım ve almak istediğim ürünleri söyleyip son fiyatın ne kadar olacağını sordum. Mağaza sahibi kişi gerçekten yardımcı olmak amacıyla açık açık benimle konuştu. Sitenin aldığı komisyon %10'muş ve her bir ürün başına 6 TL gibi bir kargo ücreti de fiyatlara dâhilmiş. Kabataslak hesap yaptığımda %10 komisyon (60 TL) ve beş kalem malzeme (filtre takımı, ön balata, arka balata, ön disk ve arka diskler) için kargo ücreti 30 TL’de çıkarıldığında 90 TL kara geçecektim. Üstüne üstlük mağaza evime yakın bir mesafedeydi.

Gittim mağazaya, kendimi tanıttım. Türkiye’de bazı işlerin yüz yüze daha iyi yapıldığı herkesin malumudur. Ürünleri aldım, verdim kredi kartını. Karttan 510 TL çekilmesi gerekirken mağaza sahibi 500 TL çekti ve 6 taksite böldü. Üstüne üstlük bir adet CRC marka balata temizleyici sprey ve bir adet Würth konsantre cam silecek suyu hediye etti. Bu aralar Würth marka balata temizleyicilerinde formül karışıklığı olduğunu CRC’nin de en az Würth kadar iyi performans sergilediğini söyledi. Hem indirim hem promosyon derken 100 TL kara geçtim.

Bundan sonraki alışverişlerimde de aynı taktiği uygulamayı planlıyorum. Hem yeni kişilerle tanışmış hem ekonomi yapmış olmak insana keyif veriyor.

Tekrar Merhaba

Herkese tekrardan merhaba. Uzun bir aradan sonra yazılarıma geri döndüm. Yaklaşık 3 senedir belki biraz daha uzun süredir yazı yazamıyordum. Aklımdan geçen, fikir aşamasında kalmış o kadar çok yazı taslağım vardı ki en sonunda geçtim klavyenin başına.

Bu kadar uzun ara vermemin sebeplerini merak edenler için kısacık bir açıklama yapmam gerekirse;

  • İşim nedeniyle Almanya'ya taşınıp, 18 ay boyunca dertsiz tasasız bir yaşam sürmem gerekti. Bunun detaylarını takip eden yazılarımda paylaşacağım.

  • Aynı süreçte evimizin neşesi, dünyanın en güzel hediyesi oğluşumuz dünyaya geldi. Bir insanın dünyaya bakış açısı ve sevgi anlayışı nasıl değişirmiş bunu anladığım ve özümsediğim zorlu, zorlu olduğu kadar tatlı bir süreçten geçtim. Hala geçmekteyim.

  • Türkiye'ye geri dönüş, taşınma, gümrükleme işlemleri, yeni ev telaşesi v.b. konular.
Sonuçta hepsi geride kaldı ve tekrar bir boşluk yakaladım. Kısmet olursa bir çok değişik konu hakkında yazasım var. :) Bu arada yorumlarına cevap veremediğim herkesten anlayış bekliyorum. Görüşmek üzere.

31 Aralık 2012 Pazartesi

El Yapımı Oyuncak Top

Bundan yaklaşık 27 yıl önce dikiş işine kendi çoraplarımı dikerek başladım. Küçük bir çocukken çoraplarımı elim yerine dişimle çekerek çıkarırdım ayağımdan... Bu saçma huyum ve anne korkusu, delinen çoraplarımı dikerek dikiş kabiliyetimi geliştirmeme vesile oldu :) En son dikiş maceram da aşağıdaki fotoğraflarda gördüğünüz oyuncak top.




Meraklı biri olarak seneler önce futbol topu nasıl yapılır, neden altıgenler ve beşgenlerden oluşur diye kafa yormuştum. Eşimde işi gereği bir defasında futbol topunun anatomisini incelemek zorunda kaldığını anlatmıştı bana. Ama birgün futbol topu yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Eşim, Nisan ayında aramıza katılacak oğlumuz için top yapmak istediğini söyleyince iğneyi ipliği elinden kaptım ve masanın başına oturdum. Onun fikrini çalıp dikiş konusundaki maharetimi ortaya koymak istedim.

MALZEMELER:
  1. İstenilen boyutta eşkenar beşgen ve altıgen kalıplar (beşgen ve altıgenlerin kenarları eşit olacak)
  2. İsteğe bağlı olarak değişik renklerde kumaş (benim tercihim keçe oldu)
  3. Makas, iğne, iplik
  4. Sabır :)
Eşim, Autocad ile beşgen ve altıgen çizip hemen şablonlarını hazırladı. Eşimin renk zevkine güvendiğim için onun fikri olan kırmızı ve beyaz keçelerden kenarlarında dikiş payı bırakarak kestiğim parçalarla topumu yapmaya başladım.


Toplam 32 parça keçeye ihtiyaç duyduk. 20 adet altıgen (beyaz) 12 adet beşgen (kırmızı). Beşgenin etrafına altıgenleri dikerek aşağıdaki fotoğrafta gözüken çiçek benzeri şekli oluşturuyoruz. Sizinde gördüğünüz gibi ilk aşamada altıgenlerin beşgenle temasta olan yüzeyler dikiliyor. Ardından altıgenlerin birbirleriyle temasta olan yüzeyleri dikiliyor.

Dikme işi ilerledikçe ters düz olmuş yarım bir top ortaya çıkacak. İster bu yarım topunuza parçaları ekleyerek topumuzu tamamlayabiliriz, isterseniz de topun diğer yarısını ayrıca dikip iki yarımı birleştirebilirsiniz. Hangi yolu tercih ederseniz edin en son bir parçayı dikmeyip topunuzun düz yüzeyini çevirmek ve elyaf doldurmak için boşluk bırakmayı unutmayın.


Standart bir mahallede kolaylıkla bulunabilecek koltuk döşemecisinden alacağınız elyaf ile topunuzu doldurup son parçanızı da dikince topunuz hazır.

Malzemeler kısmında bahsettiğim sabır konusuna gelirsek, toplam 32 parçamız var. 20 adet altıgen, 12 adet beşgen. Toplam kenar sayısını hesaplayıp ikiye bölersek; [(20x6)+(12x5)]/2=90. Tam tamına doksan defa dikiş dikeceksiniz. Her bir dikişi aynı performansla yaklaşık 3 dakikada dikseniz, aralıksız 270 dakika uğraşmanız gerekecek. Ertesi gün iğne tutan parmaklarınızda oluşacak ağrıları hiç saymıyorum bile...

Ben oğluşum için değer, onun için az bile dedim ve gözümü karartıp bir çırpıda yaptım. Bu çalışmaya başlamama vesile olan oyuncak topumuzun fikir sahibesi biricik eşime ve daha dünyaya gelmeden onun için çabalamamı sağlayan oğluma teşekkür ederim...

20 Aralık 2012 Perşembe

Kırmızı İstanbul

Kar İstanbul'u esir almış diye tahmin ediyorum. Şuan 10 kişilik servisimize 20 kişi sıkışmış halde şirketten 200 metre uzaklaşabildik. IBB uygulamasından İstanbul yollarına bakma gafleti gösterdim ve sonucu aşağıdaki gibi...

Bir Gebze Klasiği ve Kar Manzaraları

Aslında fotoğraflar herşeyi anlatıyor... Bugün İstanbul'da kendini hafiften belli eden soğuk hava Gebze'de Sibiryavari bir hal aldı. İşe giderken Kocaeli il sınırına vardığım anda etrafın tamamen karla kaplı olduğunu gördüm. Kış bu sene erken geldi diye düşünmeden edemedim. Geçen sene Şubat ayında Gebze'ye düşen kar bu sene aceleci davranmıştı.





Öğle yemeğini müteakip, soğuk kış günlerinde yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmak adına ufak bir aksiyona imza attık.


 Bayanlara biraz haksızlık oldu gibi... Tüm beyler birleşip iki bayan arkadaşı kartopu yağmuruna tuttuğumuz ve bunun delillerini bloğumdan paylaştığım için normalde utanmam gerekir ama nedense yüzümde sadece soğuktan kaynaklı bir kızarıklık var şimdilik... :)




Geçen seneden edindiğim çok acı deneyime istinaden bu sefer yüzüğümü parmağımdan çıkarmayı akıl edebildim. Bir ömür için bir tek yüzük kaybetme deneyimi yeter diye düşünüyorum... Geçen sene ki yazımı buradan okuyabilirsiniz.

18 Aralık 2012 Salı

Mutfakta Bir Mimar'ın MİM'i

MİM'lenmenin ne olduğunu bilmeden MİM'lenmişim :) Beni MİM'lediği için Mutfakta Bir Mimar'a teşekkür ediyorum ve tarafıma yönlendirilen sorulara cevap veriyorum...

Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?

Evlenene kadar duygularım ön plandaydı, evlendikten sonra duygularımla hareket edecek lüksüm olmadığını farkettim ve mantığıma öncelik verdim... Mantığımı hackleyebilen (şimdilik) tek kişi biricik eşim...

İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyorlar ve şükretmesini bilmiyorlar?

Hayatımızda sağlık ve insani ilişkilerin en büyük önceliğe sahip olması gerekirken, ne yazık ki varımız yoğumuz para, hırs, kariyer ve benzeri şeyler olmuş. Eğer karizmayı en son model cep telefonlarında, güzelliği parfüm şişelerinde ve makyaj malzemelerinde, zenginliği bol haneli mal varlığında, arkadaşlığı face'te seni dürten kişi sayısında ararsan hatanın en büyüğüne imza atmış birisin demektir.

Çok para harcayıp, keşke almasaydım yada harcamasaydım dediğin bir şey var mı?

Yok. Çok para harcayacaksam, en az 20 defa düşünmüşümdür.

Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun? Yoksa susmak adalet mi dersin?

  1. Karşımdaki değer verdiğim biriyse ve ufak bir konuysa "hayır". Bilirim ki küçücük konu döner dolaşır olmadık yerlere gider.
  2. Karşımdaki değer verdiğim biriyse ve büyük bir konuysa "evet". Konu döner dolaşır sonunda uzlaşılır.
  3. Tanımadığım veya benim için sadece sıradan birisiyse, konunun boyutu ne olursa olsun "evet". Konu döndürülür dolaştırılır haklılığım sonuna kadar ispatlanır, karşı taraf sus pus oluncaya kadar üstelenir.
  4. Tüm bu koşulların geçersiz olduğu bir durum var ki yeme de yanında yat... Eğer ki asabiliğim üzerimdeyse ben bile kendi kendime tahammül edemem ve ne yapacağım belli olmaz. Mahalle manavını tüm İstanbul Zabıta Müdürlüklerine, İtfaiyeyi İtfaiye Müdürlüğüne, Emniyet Müdürlüklerini Başbakanlık'a şikayet ettiğim gözönüne alınırsa asabiyken ben ben değilim :)

Tok gözlü müsün? Yoksa herşeyim olsun diyenlerden misin?

Geniş kapsamlı bir soru. Teknoloji konusunda meraklı ve birşeyleri başarma konusunda aç gözlüyümdür. DIY yani Do It Yourself konularında aşırı aç gözlüyümdür. Parasal anlamda çok mütevazı hayallerim vardır.

9 Kasım 2012 Cuma

SYMA S107G Tamiri

Aslında bu bloğu hazırlayalı çok olmuştu fakat bir türlü yükleyememiştim. Helikopterimi alalı 2 hafta olmuştu ki akrobatik hareketler denerken anlam veremediğim bir şekilde helikopterim yalpalamaya başladı ve düştü. Allahtan yumuşak bir zemine çakıldı da hiç zarar görmedi. Ufak bir inceleme sonrası gördüm ki üst pervaneyi çeviren iç şaftım kırılmış. Yedek parça almalıydım.

Hemen helikopterimin kutusunu elime aldım, Türkiye mümessilinin web adresini buldum. Web sayfalarındaki yedek parçalar listesini inceledim. Tüm parçalar ellerinde vardı fakat fiyatları çok pahalıydı. Ne yapabilirim diye düşünürken aklıma ebay geldi. Hemen ebay’e girdim ve araştırdım. Karşıma uçsuz bucaksız bir liste çıktı. Çok sayıda çekik gözlü arkadaş bu helikopterin parçalarını satmaktaydı. Puanlaması en yüksek ve fiyatı en düşük olanından 10 adet şaft ve 1 adet yedek pil sipariş ettim. Yaklaşık 11 günde elime ulaştı. Kısa bir karşılaştırma yapmam gerekirse 10 adet iç şaft ve 1 adet pil için Türkiye’den alışverişte 120 TL ödemem gerekiyordu, ben ise tüm bunlar için sadece kargo dahil 19 TL ödedim. Nasıl karlı değil mi?

İşte aşağıda ki fotoğraflar yedek parçalarımı aldıktan sonra tamiri nasıl yaptığımı anlatıyor.

Görüldüğü üzere denge çubuğum boşta duruyor. Hemen altında yer alan T biçimli parça kırıldı.


Birkaç kere japon yapıştırıcısıyla tamir etmeyi denedim ama ne yazık ki yüksek devirlere çıkınca hemen kırıldı.


İşe ilk olarak üst kanattan başlıyoruz. Burayı sökerken dikkat edeceğiniz husus gri renkli pal tutucular Polystyrene denilen kırılgan bir malzemeden yapılma. Aslında duş kabinlerinin desenli plastik kısımlarıyla yada plastik çatal bıçaklarla aynı malzemeden ve fazla kuvvet yada tork uygulandığında kırılma olasılığı çok yüksek.


Gri renkli pal tutucularımızın yakından görünüşü. Vidalarımızın ikisi uzun, ikisi kısa. Hangisinin nereden çıktığına dikkat etmemiz gerekli. Kısa olan vidalar L şekilli parçaları birbirine tutturmaya yarıyor.


Kanopinin yanında yer alan iki vidayı söküp kanopiyi hafifçe ileri çekiyoruz. Tamamen çekmemeye dikkat edin.


Helikopter açık konumdayken yanıp sönen LED lamba kanopiye yapıştırılmış durumdadır. Eğer ani bir hareketle kanopiyi ileri çekerseniz kablolara zarar verme ihtimaliniz mevcut.


Metal gövdeyi tutan 4 adet vida mevcut. Bunları sırasıyla çıkartıyoruz.


Gövdenin diğer taraftan görünüşü...


Kuyruk bölümündeki üçgen parça üzerindeki iki vida sökülüp aradaki metal destek çıkarılınca dişlilerin bulunduğu kısım serbest kalıyor.


Aşağıdaki resimde de gördüğünüz üzere iç ve dış şaftlarımız orta bölümdeki büyük dişlilere monteliler. İç şaftı değiştirmek için alt taraftaki büyük dişliyi tutmanız ve iç şaftı yukarı çekmeniz gerekmektedir. Dikkat edilecek nokta; iki dişli arasındaki mesafeyi sökme işleminden önce iyice ölçmeniz. Çünkü dişlileri birbirine yapışık monte ederseniz sürtünmeden dolayı güç kaybı olacak ve helikopteriniz uçamayacak, yada dişlileri çok ayrık monte ederseniz bu seferde küçük dişlilerle hizalanamayacak ve dönme işlemi olmayacaktır.

 

Şaftlarımız %90 oranında aynı, sadece denge çubuğu bağlantıları ile üstteki T kısım arasındaki açı farklı. Bunun uçuş dinamiklerine hiçbir etkisi yok. Sonuçta aynı performansı alabiliyorsunuz.


Açı farkı bu fotoğrafta daha net gözüküyor. Bu kadarcık açı farkı için 120 - 19 = 101 TL fazla ödemeyi kim ister ki?


Uçmaya hazır helikopteriniz hayırlı uğurlu olsun... İyi ve kırımsız uçuşlar dilerim.